UYAP ÜZERİNDEN GÖNDERİLEN MAZERET DİLEKÇESİNİN DİKKATE ALINMAMASI, UYAP ÜZERİNDEN DURUŞMA GÜNÜNÜN ÖĞRENİLMESİ KONULU YARGITAY KARARLARI

 

8.HUKUK DAİRESİ 2013/12948 E. , 2014/655 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 19/02/2013

NUMARASI : 2012/610-2013/88

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu aleyhine İstanbul 28. İcra Dairesi’nin 2012/6398 Esas sayılı dosyası ile Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10.12.1996 tarih ve 1990/243 Esas, 1996/496 Karar sayılı ”meni müdahale ve kal’e ilişkin” ilamına dayalı olarak takip başlatılmıştır. Borçlu vekili, Ayvalık İcra Dairesi’nin yetkili icra dairesi olduğunu belirtilerek, yetki itirazında bulunmuş, yine aynı ilamın daha önce Ayvalık İcra Dairesi’nin 2003/1740 Esas sayılı dosyasında takibe konulduğu ve derdest bulunduğundan, İstanbul 28. İcra Dairesi’nde yapılan takibin mükerrer olduğundan bahisle iptali talebinde bulunmuştur. Mahkemece, borçlu vekilinin 18.02.2013 tarihli UYAP üzerinden gönderdiği mesleki mazeret dilekçesi nazara alınmadan dava takip edilmediğinden bahisle reddine karar verilmiş, borçlu vekilince hüküm temyiz edilmiştir.

Mahkeme dosyası incelendiğinde; borçlu ile alacaklı aynı takibe karşı, ayrı ayrı itiraz ve şikayetlerde bulunmuşlar, dosyaları birleştirilerek görülmüştür. Borçlu vekili, 18.02.2013 tarihinde UYAP üzerinden gerekçeli mazeret dilekçesi göndermiştir. Mahkemece, mazeret dilekçesi hakkında olumlu – olumsuz bir karar verilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

HMK–MADDE 445

ONİKİNCİ KISIM

Son Hükümler

Elektronik işlemler

(1) Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır.

(2) Elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabilir, harç ve avans ödenebilir, dava dosyaları incelenebilir. Bu Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgeler güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabilir ve gönderilebilir. Güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgeler ayrıca fizikî olarak gönderilmez, belge örneği aranmaz.

(3) Elektronik ortamdan fizikî örnek çıkartılması gereken hâllerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim veya görevlendirdiği yazı işleri müdürü tarafından imzalanır ve mühürlenir.

(4) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.

(5) Mahkemelerde görülmekte olan dava, çekişmesiz yargı, geçici hukuki koruma ve diğer tüm işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

T.C.

YARGITAY

11.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO. 2015/9246

KARAR NO. 2016/3958

KARAR TARİHİ. 11.4.2016

 

ELEKTRONİK ORTAMDA YAPILAN İŞLEMLERİN ERTESİ GÜNE SARKMAMASI AÇISINDAN SAAT 00.00’A KADAR YAPILMASI GEREKTİĞİ

 

ÖZET : Dava, davalı tarafından yapılan marka başvurusu ile ilgili olarak davalı TPE tarafından verilen YİDK kararının iptali ve tescil edildiği takdirde davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini isteminden ibarettir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davanın yasal süresinde açılmaması nedeniyle ve dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmiştir. 6100 S.K. 445/4 “Elektronik İşlemler” başlığı taşıyan hükmü “Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.” şeklindedir. Hukuk

Muhakemeleri Yönetmeliği’nin 9. maddesinde “Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması açısından saat 00:00’a kadar yapılması zorunludur. Fiziki ortamda yapılan işlemlerde süre mesai saati sonunda biter” şeklinde açıklanmıştır.Bu açıklamalar ışığında davacının davasını süresinde açtığının kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/11/2014 tarih ve 2014/5-2014/244 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin “MAY” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalı M.Y.’ın bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “MAY ECZANE” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPE’ne başvuruda bulunduğunu, talebin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini belirterek, 2013-M-5210 sayılı YİDK kararının iptaline ve itirazın kabulü suretiyle davalı adına tescil edilen markanın sicilden terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TPE vekili, Enstitü işlem ve kararlarının usule ve KHK hükümlerine uygun olduğunu, dava konusu markaların benzer olduğunu, tüketici nezdinde söz konusu markalar arasında iltibas yaratacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı M.Y. vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markalarının benzer olmadığını, kullanıldıkları sınıfların da farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davanın yasal süresinde açılmaması nedeniyle ve dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalı tarafından yapılan marka başvurusu ile ilgili olarak davalı TPE tarafından verilen YİDK kararının iptali ve tescil edildiği takdirde davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini isteminden ibarettir. Mahkemece, davanın yasal süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

HMK 445/4 “Elektronik İşlemler” başlığını taşıyan hükmü “Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.” şeklindedir. 03.04.2012 tarihli RG’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Yönetmeliği’nin 9. maddesinde “Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması açısından saat 00:00’a kadar yapılması zorunludur. Fizikî ortamda yapılan işlemlerde süre mesai saati sonunda biter” şeklinde açıklanmıştır.Bu açıklamalar ışığında davacının davasını süresinde açtığının kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

22. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO. 2015/29624

KARAR NO. 2015/30479

KARAR TARİHİ. 09.11.2015

DURUŞMAYA UYAP ÜZERİNDEN MAZERET BİLDİRİLMESİ–VEKİLİN GEÇERLİ MAZERETİ

6100/m.30,150,320/4

ÖZET : Dava, işçilik alacakları istemine ilişkindir. Davacı vekili belirtilen tarihteki duruşmaya UYAP ortamından gönderdiği mazeret dilekçesinde, Giresun Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyalarındaki keşifler sebebi ile katılamayacağını bildirmiş ve yeni bir duruşma günü belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece, eksik kalan gider avansının tamamlanmadığı ve mazeret dilekçesi ekinde masraf bulunmadığı, davacı vekilinin duruşma gününden ne şekilde haberdar edileceğini de bildirmediği gerekçesi ile mazeretinin reddine karar verilmiştir. Ardından 6100 sayılı Kanun’un 320/4. maddesi gereğince ikinci kez takipsiz bırakılan dava açılmamış sayılmıştır. Davacı vekili UYAP ortamından gönderdiği mazeret dilekçesinde, Giresun Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinde keşfi bulunduğu yönünde geçerli bir mazeret bildirmiştir. Aynı yöntemle, belirlenecek duruşma gününün öğrenilmesi mümkün olup, yeni duruşma gününün tebliği için masraf yatırılmamış olması mazeretin reddini gerektirmez. Mahkemece mazeretin kabulü ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile mazeretin reddedilmesi ve ardından dosyanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı şirket bünyesinde çalışırken iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı ile ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, 21.05.2014 tarihli duruşmada, yeni duruşma gününün tebliği için masraf yatırılmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin mazeretinin reddine karar verilmiş ve ikinci kez takipsiz bırakılan dava açılmamış sayılmıştır.

Karar, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/1. maddesinde; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar duruşmaya gelmedikleri ve gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri taktirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir”

Anılan Kanun’un 320/4. maddesinde; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Dava, 12.08.2011 tarihinde 6100 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce açılmıştır. Davacı vekili ilk defa 04.06.2013 tarihinde, anılan kanun yürürlüğe girdikten sonra davayı takipsiz bırakmış ve mahkemece dosya işlemden kaldırılmıştır. 17.02.2014 tarihli duruşmada, bilirkişi raporundaki hesap hatalarının giderilmesi için ek rapor alınmasına ve 65,00 TL gider avansının davacı tarafından iki haftalık kesin süre içerisinde ödenmesine karar verilmiştir. Duruşma 21.05.2014 tarihine bırakılmıştır. Davacı vekili belirtilen tarihteki duruşmaya UYAP ortamından gönderdiği mazeret dilekçesinde, Giresun Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/93-94-95-96 esas sayılı dosyalarındaki keşifler sebebi ile katılamayacağını bildirmiş ve yeni bir duruşma günü belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece, eksik kalan gider avansının tamamlanmadığı ve mazeret dilekçesi ekinde masraf bulunmadığı, davacı vekilinin duruşma gününden ne şekilde haberdar edileceğini de bildirmediği gerekçesi ile mazeretinin reddine karar verilmiştir. Ardından 6100 sayılı Kanun’un 320/4. maddesi gereğince ikinci kez takipsiz bırakılan dava açılmamış sayılmıştır.

Davacı vekili UYAP ortamından gönderdiği mazeret dilekçesinde, Giresun Dereli Asliye Hukuk Mahkemesinde keşfi bulunduğu yönünde geçerli bir mazeret bildirmiştir. Aynı yöntemle, belirlenecek duruşma gününün öğrenilmesi mümkün olup, yeni duruşma gününün tebliği için masraf yatırılmamış olması mazeretin reddini gerektirmez. Mahkemece mazeretin kabulü ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile mazeretin reddedilmesi ve ardından dosyanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.11.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

9. Hukuk Dairesi 2015/13819 E. , 2015/21280 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

  1. A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; fesih gerekçesi olarak gösterilen işverenin başka işçisi ile kavga etmek olayının gerçekle bağdaşmadığını iddia ederek davacının iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini iddia ederek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

  1. B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; iş akdinin işverenin başka işçisi ile önce sözlü başlayan ve daha sonra fiziksel şiddete dönüşen bir şekilde kavga etmesi sebebi ile 4857 sayılı yasanın 25/II-d.maddesi gereği haklı nedenle feshedildiğini savunarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.

  1. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece davacının davalı şirkette çalışırken iş akdinin işverence başka işçisi ile önce sözlü başlayan ve daha sonra fiziksel şiddete dönüşen bir şekilde kavga etmesi nedenine dayalı olarak 4857 sayılı yasanın 25/II-d.maddesine göre feshedildiği ancak işverenin 07.07.2009 tarihli tutanağı sunmasına rağmen tutanağı imzalayan kişilerin görev ve sıfatlarının belli olmadığı, tanık sıfatıyla dinletilmedikleri, cevap dilekçesinde olayın kamera kayıtlarının olduğunun söylenmesine rağmen dosyaya sunulmadığı, aksine olayla ilgili olarak dinlenen davacı tanığının beyanına göre saldırı yapanın davacı değil, ………olduğunun ispatlandığı, bu durumda davacının iş akdinin tazminatı hak etmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat yükü üzerinde bulunan davalı işverenin davacının iş akdini tazminatı hak etmeyecek şekilde sona erdiğini kesin ve inandırıcı bir şekilde ispatlayamadığı, sunulan tutanağın doğrulanmadığı, bu nedenle davacının iş akdinin davalı işveren tarafından haklılığı ispatlanmayan bir nedenle ihbarsız olarak sona erdirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

  1. D) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

  1. E) Gerekçe:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.

Diğer taraftan kararın bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyulmuş ise bozma gerekleri yerine getirilmelidir.

Mahkemenin verdiği ilk karar, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin istifa eden vekille yapıldığı, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlandığı gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, ancak gereği yerine getirilmemiştir.

Ayrıca bozmadan sonra davalı vekili Uyap üzerinden mazeret dilekçesi vermiştir. Davalının mazereti hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmemiştir. Tarafın yargılama ile ilgili bilgi sahibi olması, açıklama ve ispat hakkı yargılamada etkilendiğinden, bozma gereklerinin yerine getirilmesi, mazeret hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirdi. Mahkemece davalı vekilinin, Uyap sistemi üzerinden ibraz ettiği mazeret dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, ayrıca bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporunu davalı vekiline tebliğ edilmeyerek bozma ilamının gereğinin yapılmaması davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması niteliğinde olup kararın bozulması gerekmiştir.

  1. F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

11.Hukuk Dairesi 2015/3652 E. , 2015/10521 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 29/05/2014

NUMARASI : 2012/1104-2014/128

 

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2012/1104-2014/128 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi davacı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalının üst taşıyıcı olduğu ve İstanbul’dan İngiltere’ye taşınacak olan emtianın davalı şirket tarafından taşınması konusunda görevlendirilen şirkete ait araçta taşınması sırasında emtianın yük alıcısı olan sigortalı şirketin şoförleri tarafından, ilgili güzergahta araçlarını park ederek uyumaları ve uyanmaları sonrasında aracın dorse mührünün olmadığının ve araç içerisindeki emtianın boşaltıldığının fark edildiğini, meydana gelen olay neticesinde müvekkili tarafından sigortalıya tazminat ödendiğini ve müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödenen tazminatın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, dosyanın 27/02/2014 tarihli celsede işlemden kaldırıldığı ve HMK’nın 150/1 maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç aylık süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle, HMK’nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Davacı vekilinin eski hale getirme talebinin, 6100 sayılı HMK’nın 95 vd. maddeleri uyarınca kabulü ile, temyiz isteminin süresinde yapıldığı sonucuna varılarak temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesine karar verilmiştir.

2- Dava, taşımadan kaynaklı hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak, oturumun 27/02/2014 tarihine bırakıldığı 26/09/2013 tarihli celsede, davacı vekilince mazeret dilekçesi verilmiş, mahkemece “taraf vekillerinin mazeretlerinin kabulüne, duruşma gününü davacı vekilinin UYAP’dan öğrenmesine, davalı vekilinin dilekçesine eklediği pul ile kendisine tebliğine” karar verilmiştir. Oysa, HMK’da duruşma gününün UYAP’dan öğrenilmesi diye bir usul bulunmamaktadır. O halde, mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edildiğine göre, 27/02/2014 tarihli yeni duruşma günü davacı vekiline usulüne uygun bir şekilde bildirilmeden, belirtilen tarihte davacı vekilinin duruşmaya katılmadığından bahisle dosyanın işlemden kaldırılması ve neticede yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin eski hale getirme talebinin kabulü ile, temyiz isteminin süresinde yapıldığı sonucuna varılarak temyiz itirazlarının incelenmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Yorum bırakın